15 Ağustos 2011 Pazartesi

Kıyıköy (Gezdik-Gördük-Yedik-Geldik) - 2

Sahil bize aitti demiştim..


 Yandan akan derede su yılanları var :) Su yılanları ile oynadık..

 

 Dereyi ve  su içmeye gelen inekleri seyrettik..


 
 Günü öyle tamamladık.

 Akşam yemeğinde yine balık vardı.. Bu sefer levrek aldık.. yine aynı mekan. Yine aynı pazarlık. 7 Levreği 20 TL.ye aldık.
 

 Mangalımızı yaptık. Aynı kadro yedik yemeğimizi.. Gecenin devamı klasik.. Çadır-Kitap-Uyku..

 Sabah erken kalktım yine. Bu sefer Ayten’i de kaldırdım. 
Önce Liman kahvesine çay içmeye gittik. Yani aslında Ayten çay içti ben portakallı oralet. 
Ayten çayın şahane olduğunu söylüyorsa öyledir. Ben çaydan anlamam. Birde siz deneyin Liman kahvesinde Aykut beyin çayından. Kendiniz karar verin :)
 Kahvenin camlarında Atatürk resimleri var. Aykut’un kolunda Kemal Atatürk imzası. 
Aslında köyün pek çok yerinde Atatürk resimleri ve Bayrak var. Cumhuriyetçi, Atatürkçü bir köy. 
Pek çok kişinin kolunda Atanın imzası dövme olmuş.   
Hatta maddi durumu yetmeyen bazı genç kardeşlerimizin imzayı kollarına keçeli kalemle yazmış olduğunu bile gördüm..

Yüreğine kurban Trakya!
 

 Çay faslından sonra sırada kahvaltı var. 

 Bugün keşfedeceğimiz mekan “Marina Cafe”. Köyde tepede yolun en sonunda sağda marina cafe. Yine köpeklerimizle girebildiğimiz bir cennet bahçesi. Asmalar, sarmaşıklar altında muhteşem Liman manzarası var cafenin. 
 

 


 Kahvaltı menüsü ise süper. Tereyag-kaymak-bal-recel-b​orek-domates-salatalik-bey​az peynir-kasar-koz patlican yogurtlu-cokelekli biber-siyah_yesil zeytin-baharatli karisim-banmalik zeytinyagi-Omlet-cay :)) Daha ne olsun.. Ve bu menü 12,5 TL! ..

 

 Ege ve Akdenizin fahiş fiyatları ve kötü hizmetleri bu sene çok konuşuluyor. Çok şükür Karadeniz işletmeleri ve halkı bu akımdan payını almamış. Hizmet dört dörtlük. Yemekler lezzetli..



Marina cafe’den sonra istikamet yine deniz.. Zaten dinlenmeye gelmedik mi? Ye-iç-yüz-yat tatilindeyiz.. Akşama kadar denizdeyiz.
 ---------


Bu akşam farklı bir şeyler yiyelim diyoruz ve mekan arayışına giriyoruz. Aya Nicola yolunda Selvez plajına doğru dönünce “Tarık’ın Yeri” ni buluyoruz.
 

  Arabadan inmeden sesleniyorum. “Bizim karnımız aç”. Buyurun diyor (Daha sonra adının Tarık olduğunu öğrendiğim bey).. “Ama köpeklerimiz var” diyorum.. “E bizim de var” diyor.. :)


Kıyıköy’de inanılmaz köpek populasyonu var. Çoğunluk sokak köpeği ama azımsanamayacak sayıda da Kopay var. Kopay bir çeşit av köpeği. Özellikle domuz avında kullanıyorlar bu yörede.
Yaz aylarında çoğu avcı köpeklerini salıyormuş. Köyde ve sahilde serbest geziyorlar. Havalar soğudu mu eve dönüyorlarmış. Ve bütün köpekler çok insancıl ve sosyal. Bizim köpeklerle de hiç sorun yaşamadılar. Velhasıl Trakyanın sadece insanı değil köpeği bile cana yakın..

Tarık’ın yerinde kalmıştık.. Burası dere kenarına konuşlanmış bir mekan. Gittiğimizde hava kararmak üzereydi çok gezemedik. 
Nehir üzerine loca şeklinde sallar yapmış Tarık bey. Ve onlarda servis veriyor. Tarık’ın yeri bir aile işletmesi. Eşi Hacer ve oğlu Murat yanında her daim..
 

 Manzara muhteşem!


İlk akşam biftek istiyoruz.   Etlerimiz pamuk gibi.. Trakyanın kekik dolu yaylalarından beslenmiş hayvanların etlerinden. Pek leziz! 
 

 Ortaya kocaman bir salata.. yanına patlıcan salatası vede 1 ufak rakı.. Bu arada gittiğimiz hemen heryerde özel bir köy ekmeği geliyor. Kıyıköyde fırın üretiyormuş. İnanılmaz lezzetli oda. 2 kişi tıka basa doyuyoruz. Gecenin sonunda ödediğimiz hesap 70 TL.. Buraya taşınmaya karar veriyoruz J


Gece çocuklar dere kenarında fasıl hazırlamışlar. Tunay darbuka çalıyor. Ender, Cemile, Değer ve diğer arkadaşlar şarkı söylüyor. Bizde eşlik etmeye çalışıyoruz genç arkadaşlara.. Saat 1 i buluyor. Ve çadırımıza yollanıyoruz. Gece benim fıtığım azıyor vede arabanın ön koltuğuna taşınıyorum. Ön koltukta sabahlıyorum.. Kampetin üzerine uygun bir sünger kestirmem gerek. Olmayacak böyle..
 ---
Sabah yine erken kalkıyorum. Ayten’i kaldırıyorum. Bu sabah ilk güzergah sahilde yürüyüş.

Kayalıkların sonuna kadar yürüdük.
 

 Sabahın 8’inde deniz muhteşem.

 Erken saatlerde olsa hava sıcak. Yürüyüş terletiyor. Sonucunda serin sular keyifli.. Kayalıkların hemen dibinde buz gibi kaynak suyu..  Elimizi yüzümüzü yıkıyoruz..
 

 Ve Dönüş yolu.. :)


 Limanda çay molası..



 Ve bugün kahvaltı için de yine Tarık’ın yerindeyiz
 Gündüz gözü ile de manzara böyle;


 Bu arada kahvaltımız geliyor..


 
 Kahvaltı yine çok güzel. Menü marina cafe ile aynı. Fiyatta aynı J 12,5 TL.

Mekanın işletmecisi Tarık bey de çok ilgili ve saygılı.
Bundan sonra tüm kahvaltılarımızı bu mekanda yapıyoruz.

Tarık’ın yeri sadece restoran değil. 2 çadır kamp alanı ve Pansiyonlar da var.
Çadır alanlarında dilerseniz kendi çadırınızı kurabiliyorsunuz. Çadır yeri kirası çadır başına 10 TL. Çadırı da oradan kiralayayım derseniz ikili çadırlar var mesela. 2 çift yada 2 çocuklu bir aile rahat kalır. 2 bölmeli çadır. İki tane çift kişilik yatak var içinde. Nevresimi, yastığı,yorganı.. Kapısının önünde yemek masası ve sandalyeleri ile. Günlük 25 TL.
Pansiyonlar değişiyor. Ama ortalama 3 kişinin rahat kalacağı pansiyon (tuvaleti banyosu var içinde) hafta içi 70 TL. günlük.
Cumartesi gecesi kişi başı 100 TL. Ama Kahvaltı ve akşam açık büfe yemek bu ücrete dahil!
Bu kadar kısa sezonu olan bir yerde 1 gecenin birazcık ücretli olması da anlayışla karşılanmalı. Çok geliyorsa çadıra buyurun :)
Büyük bir ateş alanları var. Akşamları etrafında toplanmalık. Gitar, şarkı, türkü, muhabbet..
Tarık'ın yeri için bilgi almak yada rezervasyon yaptırmak isterseniz : Tarık Çetin : 0 538 305 96 53
Alanı geziyorumi fotoğraflar çekiyorum. 
 

 


 


 Derede bolca balık var , balık tutmayı sevenler olta takımlarını almayı ihmal etmesinler. Derede ayrıca bolca tospağa var :) arada ekmekle besledik onları.

 

  Kahvaltıdan sonra yine sahil. Mide problemim vardır her daim. Biraz azıyor. Akşama kadar hastayım. Saat 8 de uykuya dalıyorum.

 
Sabah 8 de kalkıyorum. İlk iş Eczane..
Köyde sağlık ocağı var. Eczane var. İlkokul var. Belediye binası mevcut. Bunun dışında Marketler, büfeler ve pek çok bakkal, Kasap, Fırın, Pastane, Nalbur, İnternet cafe, Pansiyonlar, Kiralık evler, Berberler var. Yani ihtiyaç duyulan her şey var. Aman da şunu unuttuk! Dediğiniz herhangi şeyi köyde bulma ihtimaliniz çok yüksek.
Perşembe sabah kahvaltı yine Tarık’ın yerinde. Sonra deniz. Akşam yine Tarık’ın yerinde yemek.. :)
--
Cuma günü kapalı bir hava, dalgalı deniz.. 
Erken kalktığımızdan bugün henüz gidemediğimiz yerlere gidelim diyoruz.

Selvez koyu yolunu tutuyoruz. 
Selvez koyu ; Tarık’ın yerinden düz devam ediliyor. Yol tabelaları yardımcı oluyor. Çok bakir bir koy. Tesis olarak sadece barakadan bir cafe-büfe tarzı bir yer var. Karadeniz azmış olduğundan denize girmiyoruz.
 

 Biraz dolaşıp fotoğraf çekip geri dönüyoruz.


Kahvaltı yine aynı yerde. Kahvaltı sonrası Fındıklı kaynak çeşmesine gidiyoruz. Köpüşlerde serinlesin , denize de giremedik.. Çeşmenin orada Gönen’den yangın tüpü pazarlaması için gelmiş bir abi ile tanıştık. Ben suyun lezzetinden şikayet edince bana Gönen’den getirdiğibir şişe kaynak suyunu hediye etti. Allah razı olsun J

Daha sonra Belediye plajını ve Kaz Limanı sahilini ziyaret ettik.

Belediye plajı:
 

 Kaz Limanı:

 

 Farklı koyları gezdikten sonra sonuçta yine hergün gittiğimiz Limanın sağ tarafında dere ile birleşen sahile gittik.

 Deniz çok dalgalıydı. Biz yüzemesek de en azından köpeklerimiz derede oynayabilirdi.:)
 

 Limandan Karadeniz manzaraları..

 

 


 


 


Son akşam yemeğimizi çadırımızın önünde yemek istedik.

Pide, peynir, domates, biber, meyve suyu.. Allah ne verdi ise.. Çok da lezzetli oldu.
Masa başında uzunca sohbet.. Ve 23:30 civarı uyku..
Son 2 akşamdır olduğu üzere bu son geceyi de arabamın ön koltuğunda geçirdim. Laf aramızda cidden çok rahatmış :)
Sabah uyanış ve toplanış..
Liman kahvesinde vedalaşma..
Tarık’ın yerinde vedalaşma..
En kısa sürede tekrar görüşmek üzere dedik.. ve ayrıldık köyden..
Hafta sonu için tatilciler Kıyıköy’e doğru gelirken biz uzaklaşıyorduk..

Bu arada dönüş yolunda Bahçeköy’den  toprak kapta Manda yoğurdu ve Ekşimek almayı ihmal etmedik..

Bitti :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder