21 Eylül 2012 Cuma

"Zayıfladı ama suratı çok çirkinleşti şekerim!"

Özellikle bizler gibi obezite cerrahisi ile kısa sürede çok büyük kilolar verenler için çok kullanılıyor bu cümle..
"Zayıfladı ama suratı çok çirkinleşti, yaşlandı sanki.. Kiloluyken yüzü daha güzeldi!"
Hadi len!
E kiloluyken ki popoyu, göbeği ne yapacağız?
Ki bence kilolu yüz hiç de güzel değil..
Suratımız şişirilmiş balon gibi.
Yanaklarımızın içine sanki pamuk doldurmuşuz..
Patlamaya hazır canlı bomba! içeriden hava basıyorlar da biz hava kaçmasın dışarı diye ağzımızı burnumuzu sıkıyoruz sanki.
Burun-Dudak-Kaş-Göz'den oluşan yüzümüzdeki resim koca suratın ortasında minnak kalıyor..
Birden 30-40 hatta 50-60 kilolar verdiğimizde yüzümüzün bazen çökmesi normal..
Ama bu çirkin olduk demek değil :)
Bu çökmeler genelde geçici.
Sağlıklı beslenme ve sporla çok güzel ciltlere sahip olunabiliyor. Kollar, memeler, göbek sarktı ve sporla toparlanmıyorsa bunları da kestirip biçtirmek elimizde. :)

Ha ama bir de şöyle bir durum var..
Her insan "güzel" değil ki zaten.. (ruh güzelliğinden bahsetmiyoruz. surattan bahsediyoruz.)
Şişman yada zayıf. farketmiyor. Güzel değilsen, değilsin kardeşim. Bu maksimum güzelliğinse, bununla yüzleş!
Şişmanken daha gergin olan ay parçası gibi surat gidince tüm kusurlar ortaya çıkıyor tabi :)

Kaybettiğimiz her kilo bize gençlik ve sağlık olarak geri dönüyor.. Suratımızı beğenmiyorsanız halt etmişsiniz :) Sizi kim beğensin acaba :D

Kilo veren tüm arkadaşlarımıza "çok güzel oldun","Şahanesin","Süpersin" vs yorumları yaparken dünyanın en güzel kadını sensin, senden yakışıklı adam yok demeye çalışmıyoruz.
Kaybettiği her kilo ile kazandığı hayatı, kazandığı sağlığı kutluyoruz. Helal olsun diyoruz.. Darısı başımıza diyoruz..

(Şu ara bana çok güzelleştin dediklerinde kendimi Liv Taylor sanmıyorum yani :D Maksimum halimi biliyorum merak etmeyin. Ama serde piçlik var. şımarıyorum güzelim lan falan diye. )

Zayıf sağlıklı günlere koşar adım... Haydi bakalım..

(Bakınız şişmanken yüzü daha güzelmişmiş.. daha gençmişmiş gibi görünen bir ablamız. zayıflayınca yaşlanmış çirkinleşmiş gibi geliyor surattan.. Ama zayıfladığı için değil. kadının maksimum güzelliği buymuş zaten. kilolarla kamufle ediyormuş. neyse o kaaardeşim!) 
Nokta!



17 Eylül 2012 Pazartesi

Bacak Bacak Üzerine Atabilmenin İnanılmaz Hafifliği


Şimdi şayet sen hayatın boyunca zayıf yada normal denen kilolarda olduysan bu yazıyı okuduğunda anlam veremezsin.. Bu da gayet normal.. Çünkü bacak bacak üstüne atmak senin için normal, kolay bir vücut hareketi.

Ama!
Fazla kilolu yada obezsen, yada en azından bir zamanlar öyleydiysen neden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun :)
Şişkolar bacak bacak üstüne atamazlar kolay kolay. Denerler ama tuhaf traji komik hareketler yapar belki bir bacağı diğerinin üzerine kısmen de olsa kondururlar.. ama yukarıdaki resimde imajını oluşturduğumuz pozisyon olmaz..

3,5 ay oldu operasyonum olalı.. 147,2 kg ile başladığım yolda 120 kg ile devam ediyorum.
54-56 pantalon , 54 bluz giyerken 48 bedene düştüm.
3XL tişorttan XL'a düştüm..
Yürürken arkamdan (totodan bahsediyorum özellikle..) bir ben daha gelmiyor.. hala devasa elbette. ama daha katlanır boyutta insanlık için :)

Sabahları daha az yorgun uyanıyorum.
Gün boyu daha uzun yürüyorum.
Yokuşlar, merdivenler dizlerimi neredeyse ağrıtmıyor.

Giyinmek ve dışarı çıkmak eskiden de uzun sürmezdi benim için ama artık çok daha kısa.. 
* göbeğim pörtledi mi?
* totomu örtüyor mu?
dertlerim çok azaldı.
Bir eşofman bir tişort. hop sokak..

Ve... BAcak bacak üzerine atabiliyorum en güzeli.. Bu çok insanı gülümseten bir duygu.. Bacak bacak ütüne atmak insanı aslında bir şekilde dinlendiriyormuş.. Yeni farkediyorum.. 
Yatarken bile bacak bacak ütüne atasım var :D
Özellikle son 3 senede 40 kg alan biri olarak son 3 senedir bacak bacak üzerine atabilmişliğim de yoktu..
ayak ayak üzerine maksimum :) 

Şimdi rahat rahat....
Darısı dileyen herkesin başına..

Soldaki obez ben.. sağdaki fıstık Demet :)

Bir sonraki adım için bacak hareketi planlarımda aşağıdaki pozisyon var.


Yeme içme sağlık durumlarına da kısa değinmek gerekirse; 
3 ay sonu ka tahlillerimde doktorumun deyimiyle "TURP" gibi çıktım.. Maşallahım varmış. (sizde maşallah deyin burada.)
saçım başım yerinde.. tırnaklar sağlam.. hafıza yerinde.. 
Her şeyi yiyebiliyorum.. Doktorum gazlı içecek tüketme dedi. İçmiyorum. Soda'dan bira'ya kadar herşey dahil kola fanta vs.. şeker ilaveli meyve sularını içmiyorum. yüksek kalorili gıdalar tüketmiyorum.
3 ayda 1,5 dondurma yedim.
1 fincan sütlü kahve içtim.
..

Arada 5 gün Kırklareli Kıyıköy'e tatile gittim. bol bol yürüdüm. tırmandım. yüzdüm. Onun hikayesini sonra yazarım.. 

şimdilik bu kadar sanırım..
Zayıflamaya devam.. 
şu iki haneli rakamlara insek de huzura ersem :)

Öperim :)










10 Eylül 2012 Pazartesi

İyi ki doğmuşsun Şekerparem :)




İyi ki doğmuşsun Başak Şekerpare..
Evet :D
Bu dünyaya görevli gönderilmişsin sen..
Çektiğin acılar bile o görevin parçasıymış bence. (Bunu yazarken az bencil buluyorum kendimi...)
Benim hayat çizgimi değiştirmek için bile görevlendirilmiş olabilirsin :)
Ama kaç ben'in hayatına dokundun sen. Bilmediklerin bile çoktur eminim.
Kendi sağlık sorunlarınla çıktığın yolda; savaşın, mücadelen, hayata tutunuşun.. Kazançların, başarıların!
Örnek oluşun..
Yardımsever, insancıl, paylaşımcı kişiliğin..
İyi ki doğurmuş anan seni :)
İyi ki izlemişim o gün haber bültenini.
İyi ki tanışım seni.
(buradaki ki'ler doğru mu acaba :P )

Ömrünün bundan sonrası hep sağlık, mutluluk, huzur ve başarı ile geçsin.
Bizler de başaralım ki bizlerle de gurur duy :)

Dünyanın en tatlı ama "Sıfır" kalori Şekerpare'si :)
Şahanesin Sensei.
Seviyorum seni  Başak kuzu :)
Doğum günün kutlu olsun :)

Esra.. :)