21 Haziran 2012 Perşembe

"Dumping Sendromu" nedir?

En son göz altı torbalarımı aldırmıştım. Ve Doktorumun verdiği diyetle devam ediyordum..
Diyetimde yazanların yarısını bile tüketemiyorum. Sıvı döneminin canını seveyim.. Ki hala çoğunlukla sıvı tüketiyorum.
Çorba can'dır!
Cıvık püreler, sulu çırpılmış yumurta bile canımı acıtıyor. Bu dönemi maksimum ağırdan almam en iyisi olacak.
..
2 kere daha fenalaştım bu arada.. olayın adı "Dumping Sendromu" imiş..



İlki hazır kahve içtim soğuk olanlardan. en ufak boyun yarısı kadar. İçerken bir şey yok..
Ardından tansiyon düşmesi. bulanık görme. beyinde karıncalanma. midede tuhaf his. bayıldım, bayılıyorum.. eve dönene kadar 4 yerde mola verip oturdum.kolonyalar, soğuk sular..
2.si evde.. Doktorumun verdiği diyet listesinin sabah kahvaltısıyla.  1 su bardağı yağsız süt, içine yarım muz, 3 yemek kaşığı yulaf. blendır edilecek.. ettim. içtim. daha önce de içmiştim. ama sorun yaşamamıştım. Bu sefer Allah'ım al beni yanına dedim. Şükür ki evdeyim. Soğuk terler döküyorum sanki ama terlemiyorum. yattım yatağa.. Sanki yatak beni içine doğru çekiyor. Bayılsam kurtulacağım sanki, bayılmıyorum da.. Allah düşmanıma yaşatmasın diyeceğim hallerden.. kendimi daha iyi hissetmeye başladığımda köpeğimi dışarı çıkardım. Malum evlatcığımın ihtiyaçları da var. Çıkmışken tansiyon ölçtürdüm eczanede. iyi hissettiğim hali 9-5 çıktı. evde fenalık geçirdiğim zaman kaçmış ben bilmeyeyim!
Ve bu halin adı "Dumping Sendromu"

Sensei Başak facebookda konunun linkini paylaşmış. Ben de sizlerle paylaşayım..

Dumping Sendromu
Dumping-Sendromu.,midenin kısmen ve özellikle tamamen alınmasından sonra görülen bir tablodur. Bu tabloda, ameliyattan sonra kalan midenin ya da mide tamamen çıkarılmış ise bağırsak kullanılarak oluşturulan yedek midenin içindekiler, fazla hızlı bir şekilde ince bağırsağa boşalır.
Hemen yemekten sonra görülen ve erken dumping denilen olayda, gıda içerisindeki çözülebilir maddeler, bağırsaktaki kan yollarından sıvı emerler ve kalp çarpıntısı, tansiyon düşüşü, baş dönmesi, bulantı ve terleme gibi dolaşım sistemi semptomları ortaya çıkar.
Geç dumping denilen olayda ise birden gelen aşırı karbonhidrat nedeniyle kan şekeri seviyesi geçici olarak hızla yükselir ve kısa bir süre sonra hızla düşer. Bu nedenle yemekten 2-3 saat sonra kan şekeri düşüşü meydana gelebilir ve bu durum, huzursuzluk, titreme, güçlü iştah ve bilinçte bulanıklık belirtileri ile kendisini gösterir.

Sık sık küçük öğünler ile beslenmek, yemeklerde bir şey içmemek ve serbest şekerli şeyler (örn. tatlılar) yememek, bu duruma karşı alınacak en önemli karşıt önlemlerdir. Karbonhidrat alımını dengeleyecek posalı ve lifli maddelerin ve ilaçların alınması faydalı olabilir. Duruma göre, ince bağırsağın kalan mideye olan bağlantısını değiştirecek bir ameliyat gerekli olabilir.

alıntı: http://www.hekimonline.com/yenisite/moduller/ansiklopedi/index.php?tid=358

Şu ana kadar bende Dumping yapanlar : Şeftali suyu , Normal süt, hazır kremalı kahve , ve muzlu yulaflı süt. :(
Bakalım daha neler neler yaşayacağız..

12 Haziran 2012 Salı

Göz Altı Torbalarımı Aldırdım :P

Selamlar.. Bugün ameliyatı olalı 15 gün oldu.. Hastaneye kontrole ve dikişlerimi aldırmaya gittim. Halil hocam ile görüştüm. Beni Diyetisyenimiz Nazlı hanıma yolladı.. En tırstığım anlar! Hiç kilo vermişim gibi gelmiyordu çünkü. Tartıldım.. 138,3.. Ameliyata giriş kilom 147,2 idi. yani 8,9 kg vermişim :S inanamadım (ki bu 138,3 içinde 1 lt su ve bir kutu ayran var tartılmadan önce içtiğim :) ) Yıllardır gram vermek için canım çıkardı. yemezdim içmezdim.. gram giderdi. sonra kilo olarak geri gelirdi. Şimdi neredeyse tüm gün birşeyler yedim (aslen içtim) ve kilo verdim! Aslen görüntü göz altı torbalarımı aldırmışım gibi :) Çünkü bu cüssede 9 kg, devede kulak gibi..

 

NE YEDİM - NE İÇTİM ?

 Hastaneden ilk çıktığım gün Derisiz tavuk kalça haşladım kemiği ile. Suyunu içtim. Biraz limon sıkarak. sonraki gün ilikli dana kemik kaynattım. suyunu içtim. yine limonlu.. Çünkü et ve kemik suları bana ağır geliyor tat olarak. Limon o tadı seyreltiyor daha içilesi tat veriyor. Tabi bu damak zevki herkese göre değişebilir. Aralarda şekersiz elma suyu ve ayran içtim. Bol bol su içtim. Aynı operasyonu olan farklı hastalar tüm gıdalara farklı tepkiler verebiliyor. Kemik suyu içemeyeni var, Bir çay bardağını 2 kerede anca içebileni var. Bugün Doktorumla konuşana kadar bol sıvı içebiliyor olmam acaba sorun mu diye bile düşünüyordum. Çünkü konuştuğum operasyonlular bir kase çorbayı 45dk da zor içerken ben sorunsuz alabiliyordum sıvıları. Su günde 2 lt ve fazlası içiyorum. Ayran.. Elma suyu.. velhasıl tüm sıvılar birleşirse günde 3,5 lt falan sıvı alıyorum en az. Herkes de biz içemiyoruz dedikçe bende bir sorun var diye düşünmeye başlamıştım. Sağolsun yine sevgili doktorum Halil Coşkun sayesinde bu kuruntuyu bir kenara bıraktım. Zaten tartı da doğru yolda ilerlediğimi gösterdi sanırım :)
 

 Son 5-6 gündür tavuk suyu haşlarken içine sebzeler de ekliyorum. mesela : 1 tavuğun derilerini çıkardım tamamen.. kuyruk ve kanatları attım. sırt yağlarını attım. düdüklüye koydum. Üzerine 2 kabak + 2 havuç + 2 patates + 2 kuru soğan + 1 demet maydonoz koyarak haşladım. iyice hamur gibi olana kadar. Sonra içindekileri çıkarıp kemikleri ayıkladım. ve tüm malzemeyi suyu ile birlikte blendırdan geçirdim. Mercimek çorbasından biraz daha sulu bir çorba oldu kıvam olarak. isteğe bağlı bir parça da tuz eklenebilir. Sonra onu buzdolabına koydum. günde 3 fincan falan içtim. Yine limon ekleyerek. Hatta son 2 gündür karabiber de koyuyorum. Ama dediğim gibi bunlar tamamen sizin bünyenize göre değişecek şeyler. Mantık yüksek protein, düşük kalori vs sıvı olması.. ilk 15 gün sadece sıvı besleniyoruz.
 

.. Vitamin olsun diye kuzu paça aldırdım ve haşladım. Ki normalde asla kelle paça işkembe yemem! içmem! satılan yerlere bile yaklaşamam! Ameliyat sonrası iyi gelir dediler diye bir gazla pişirdim.. 1 kase içebildim.. cıks!! bana göre değil. Kemik suyu da ağır kokuyor biraz. En güzeli tavuk suyu sanırım :) ya da bende öyleydi. Siz deneye yanıla öğreneceksiniz. Ben bu işe başlarken idolüm olan Başak'ın bloğunu yalamış yutmuş biri olarak onunla ne kadar farklı ilerlediğimizi gördüm mesela. Siz de farklı olacaksınız. En önemlisi her hasta ayrı birer birey. Ayrı metabolizma. Ayrı damak tatları. Genel beslenme kurallarına uyulacak. Kendi yiyeceğimiz (içeceğimiz aslında.) menüler oluşturulacak.
 

 Ayran muamma! Çoğu arkadaşda gaz yapmış. Bende yapmadı. Hayat kurtarıcım ayran oldu. Tansiyonumu ayarladı..

 Haaaaa tansiyon demişken.. Hastaneden Cuma çıkmıştım. Pazar akşam üzeri babama artık sen gidebilirsin ben iyiyim dedim. Sonra gece tek başıma ilk kez köpeğimle yürüyüşe çıktım. 400-500mt anca gitmişimdir. Bir arkadaşımla karşılaştım. Onunla ayaküstü sohbet ederken tansiyonum düştü. "Tuğrul ben şuraya oturayım" dedim. o da ben motoru parkedip geleyim dedi. "gitme" dedim.. "ben bayılıyorum.." ve bayılmışım :S Yaklaşık 1 dk kadar baygın kalmışım. Ayıldığımda 6-7 kişi bana bakıyor ve iyi misiniz? diyordu.. Tuğrul motoru parketti. Koluma girdi. Beni eve geri getirdi. Tuzlu ayran içtim. biraz kendime geldim. yatıp uyudum. Ertesi sabah daha kısa mesafe çıkardım köpeğimi. akşamına da öyle. ve hergün biraz daha arttırdım mesafeyi. E normal. Cüsse devasa. yemek cüzzi.. mide ceviz kadar ama beynin bence bundan haberi yok :D aldığı besinin devasa vücuda yetmemesine kıl bir halde tepki veriyor :) Şimdi 1 saatten uzun yürüyebiliyoruz. Sabahları çok sıcak oluyor. Gece yürüyüşleri daha keyifli. Özellikle köpüşüm Face açısından :)

 

 Neyse. Ne diyordum.. Ayran. Ben içtim. hem tok tuttu. hem sağlıklı bir besin. Mümkünse evde yapın ayranınızı. Hazırlar çok tuzlu. ilk zamanlar iyi geliyor zamanla ne kadar tuzlu olduğunu anlıyorsunuz damak tadınız değişiyor belkide, bilemiyorum.

 

Neredeyse unutuyordum. evde 4. gün falandı sanırım. Domates çorbası yaptım. süzdüm onu içtim. (4-5 domates rendesi, kemik suyu, bir kaşık un 1 kaşık salça ile..) Sevmedim :D

 

 Bugün Doktorumun önerisi ile cıvık pürelere geçtim. Ne yemem gere, öğünler nasıl olacak vs beslenme listemi aldım diyetisyenimizden. bu aşama da 2 hafta sürecek. Bu aşama biraz daha kolay. sıvı da içebiliyoruz. cıvık pürelerde alabiliyoruz. Zaten aç değilim de. Ama yıllar boyu ısırarak yemeğe ve yediğimizi yutmaya alışmışız. Beni en zorlayan şey bir şeyi ısıra ısıra kopara kopara yeme isteği oluyor sanırım. Birde geçen film izlerken canım çok pis çekirdek istedi. :) Erik ve Elma aşeriyorum.. Sabır diyorum..

 

1 Haziran 2012 Cuma

Şişmansın ama sana yakışıyor :D

Yalaaaaaaaaaaannnnnnnnn!!!!!!!!
Hayatta hep 10-0 yeniksiniz. İstediğiniz hiç bir şeye sahip olamazsınız! İnsanlar sizi yakinen tanımıyorsa ürker! Çünkü o kadar şişmansınızdır ki belki onların haklarını bile yiyorsunuzdur :D
İştahsız olsanız bile, metabolik hastalıklarınız olsa bile hep yarım ağız "biraz boğazını tutsan" öğütleri havada uçuşur..  (Ki benim durumumdaki gibi tatlı, şeker, çikolata, aburcubur, yağlı vs gıdalar sevmeyen biriyseniz kendinize insanları inandırmaya çalışmak büyük eziyettir.)

Diyettir, spordur, ilaçtır denediyseniz ve bir adım ileri gidemediyseniz bu yazı sizi ilgilendirebilir :) KOnumuz Obezite Cerrahisi.. Benimkisi " Gastric Bypass Şu an operasyonumu olmuş ve hatta taburcu olmuş halde evimde pc başında yazıyorum bu yazıyı... ama buraya gelene kadar neler oldu diye merak ediyorsanız okuyuverin efem ....
Randevu almak.. Beni uzak yakın tanıyan herkes kendimi bildim bileli kilolarla başımın belada olduğunu bilir. Öyle bir çoğunuzun ki gibi 3-5-10 kilolar değildi bunlar. Hep en az 30-40 kg fazlam olmuştu. Ne yaparsam yapayım 20kg versem 30 geri alıyordum. 30 versem 40… Bin türlü diyet, çeşit çeşit spor denedim.. En kolayını yemeyerek yapmıştım mesela. Çok da güzel kilo vermiştim  Ama o verdiklerimi de zammı ile geri aldım. Yıllar böyle geçti. Ne denesem elimde kaldı. Çok aktif, sosyal kelebek tadında biriyim. Fotoğraf çekiyorum. Kurabiye ve pasta tasarlıyorum . Ama tatlı sevmediğimden yemiyorum. Köpeğimle dağ bayır geziyorum. Kamp yapıyorum. Lisanslı dalgıçım. Arazide olmayı, kayalara tırmanmayı seviyorum. (arkamdan tırmanan için manzara nasıl hayal etmek bile istemiyorum :D ) Ama fazla kilolar hayatın her anında büyük dert. Aşırı fazla kilolar dert değil ölmeyi isteyecek kadar büyük bir kabus. Abartma diyenleriniz varsa siz büyük ihtimal ya normalsiniz yada zayıf :) Gelelim konumuza.. Bu kadar savaştan uğraşıdan sonra artık yavaştan pes etmeye başladığım bir dönemde haber bülteninde bir genç kadının kilo verme başarısını gördüm. Başak.. 63 kilo vermişti. Ve doktoru Halil Coşkun nikah şahidi olacaktı :) Kim bu adam diye internette dolaştıkça bende gitmeliyim. Denemeliyim dedim. Yıllardır bu tür cerrahi operasyonları tercih etmeme sebebim benim zaten az yemek yiyen, abur cubur sevmeyen, sağlıklı şeyleri yemeyi tercih eden biri olarak kelepçe taktırsam, midemi aldırsam hayatımda bir şeylerin değişeceğine inancım olmaması idi. Ama bu sefer neden olmasın dedim.
Doktorun telefonlarına ulaştım. Özel sağlık sigortam olmadığını, sigortam olmadan da özelde tüm masrafları karşılayacak maddi gücüm olmadığını belirttim. Dr.umuzun asistanının numarasını verdiler. Onu aradım. Bezmi Alem Üniversitesi Vakıf hastanesinin internet sitesinden online randevu almamı.. Ama sadece Salı günü öğlene kadar olan randevuları tercih etmemi söyledi. Yakın zamanlarda randevu bulamazsam diğer haftalarda pes etmeden devam etmemi de ekledi.. Hemen girdim siteye. Randevu almak için tıkladım.. tc kimlik.. baba adı vs derken sistemdeydim. Genel Cerrahi bölümünden randevu almak için seçeneklere baktığımda inanamadım. Zor bulursun randevu dedikleri günde 3 boş randevu vardı!! Ben, resmen bana uyanı seçtim.. Sabah kalkarım. Duşumu arlım.. Köpeğimi gezdiririm…. Dedim ve 10:06 randevusuna tıkladım.. Randevu kodumu verdi sistem.. Çıktısını aldım ama hala inanamıyorum.. Asistan hanımı aradım ve doğru mu yaptım diye teyit ettim. O da şaşırdı ama doğruluğunu teyit etti.. Sonrası 2-3 günlük bekleyiş…
Doktor ile ilk görüşme.. 17 Nisan 2012 Sabah 09:30 gibi hastanedeydim.. Gideceğim bölümü buldum. Kaydımı yaptırdım. Randevuyu bekledim. Kapıda dünya şekeri insanlarla tanıştım. Dertler ortak olunca çabuk da kaynaşıyor insan. Facebookda ekleriz birbirimizi dedik. Meğer Obezite Cerrashisi için grupları bile varmış. Süper keyifli şeyler bunlar. Demek ki bu işin içine giren herkes ortada.. iyi kötü ne yaşanıyorsa ortada olacak.. Daha çok bilgi alabileceğiz her etapta.. Randevu saatim geldi. Doktorumuz Halil Coşkun ile tanıştım. Şık, Sevimli, sıcak gülümsemesi olan biri. Selamlarken, uğurlarken tokalaşan biri.. Ve o tokalaşmada çok güven verici idi.. Neyiniz var? *Şişmanım :D Gülümsemeler.. Kayıtlar açıtlı. İstekler ortaya kondu. Operasyon seçenekleri hakkında fikrim olup olmadığını sordu. Beyaz sayfa gibiyim bomboşum dedim. Biraz dolmamın iyi olacağını düşünerek internet sitelerinin isimlerini yazdı. http://www.obezitecerrahisi.com/ http://www.halilcoskun.com/ İncelememi istedi. Ameliyata kilo yaş vs olarak uygun olduğumu söyledi. Ama öncesinde tüm tetkiklerimin yapılması için tahliller istedi. Daha önce hastanelerle deneyimli vede aslen Tıbbi laboratuvar okumuş biri olarak en az 8 saat aç ve susuz gelmiştim zaten hastaneye :D hatta benimkisi 12 saat falandı.. Yanından ayrılıp tahlilleri yaptırmaya başladım. Yabancı hastane.. ilk kez gelmişim.. Tavuk gibi bir o tarafa bir bu tarafa gidiyorum. Kan vermek için sıra aldım.. Röntgen ve ultrason için sıra aldım.. 7 tüp kan verdim :S kanım bitti. Zaten yok :D Ekg'den sıra aldım. Rötgen olmadan çekilmiyormuş. Röntgeni beklerken ultrason için sıra alayım dedim. En yakın haziran sonuna verdiler.. isterseniz dışarıda yaptırabilirsiniz dediler. Endoskopiye çıktım orada da 4 ay sonraya gün verdiler. Hiç bana uygun değil durum :) çatlarım.. Ki okuduklarıma göre 3-4 ay sonra en az 20 kg eksik olmayı planlıyorum ben.. Uyku testi için 3 hafta sonraya gün aldım.. Çok tatlı arkadaşlar edindim. Soluk testine girdim. Çıkışta uyku bölümündeki arkadaşa "ekledin mi beni facebook'a" demek için uğradığımda telefon çaldı. Başka bir hasta o akşam gelemeyeceğini mümkünse yeni bir randevu vermesini istedi :) Bana senin randevunu versem sen bu akşam gelebilir misin dedi Gülten. Direk atladım "tabii" :D Akşam 9-9,5 gibi orada olma konusunda anlaştık ve hastaneden ayrıldım. Çok ileri tarih verdikleri gastroskopi ve ultrason için özel hastaneye yollandım.. Orada yaşadıklarım da ayrı bir hikaye gerçi.. ama neyse.. tüm işlemlerim bitti. Evime gittim. üstümü değiştirdim. Bir şeyler atıştırdım, malum 20 saatten fazladır açtım.. Sonra Berk sağolsun geldi bende kaldı. Köpeğim Face efendi ile. Bende atladım arabama hastanenin yolunu tuttum. Uyku bölümünde gece Neslihan vardı. Son testlerden biri için gece 11 de bir ilaç içip sabah 8 de kan vermem gerekiyordu. Dr.uma bu ilacın uyku testini etkileyip etkilemeyeceğini danışmış izin almıştım. Neslihanla sohbet muhabbet 11de ilacımı içtim. 12ye doğru her tarafım elektrotlarla bantlarla kablolarla dolu halde yatmaya hazırdım. Yatağımın taam karşısında bir kamera beni izlerken :D
Hayatımın en rahatsız uykularından birinden uyandıktan sonra sabah 8 de vermem gereken kanı vermek için kan merkezine gittim. Ve işlem şimdilik tamam.. Sadece Anestezi onayı kaldı. Bunu da kan sonuçlarını aldıktan sonra yapabileceğim. Kan sonuçları bir sonraki hafta çarşamba çıkıyor.. Yani randevu 1 mayıs salıya kalıyor.. 1 Mayıs Salı tatil :D 22 saatte tamamladığım 4 aylık testler kader çarkına takılıyor :)))))))
8 Mayıs... Doç.Dr. Halil Coşkun ile 2. randevu.. Sabah 8 gibi hastanede oldum. Anesteziden sıra aldım. Uyku laboratuvarından sonuçlarımı aldım. 10 gibi almıştım zaten Genel cerrahi randevumu.. İşleri bitirdim hazırım. Yeni yeni cici cici hatunlarla tanıştım. Ve evet hepimiz şişkoyuz.. Sıram geldi, içeri girdim. Tahlil sonuçlarımı inceledi Halil bey. Son olarak Endokrine gitmemi oradan da onay alarak hasta yatış ile görüşmemi ve sonrasında kendisini görmemi istedi. Aynı sırayla işleri hallettim vede Halil bey ile görüşmeye çıktım. Ameliyat için Mayıs ayı sonu en uygundu ikimiz içinde. 28 yada 30 mayıs günlerinde operasyona karar verdik..
Mayıs sonu hoooop geldi çattı.. 23 mayıs gibi BezmiAlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden aradılar. 25 mayıs Cuma günü yatış işlemlerim için tüm tahlillerimle gelmemi, 27 mayısda yatacağımı ve 28 mayısda ameliyat olacağımı söylediler. TATAAAAAA!!!! :D heyecan :D Cuma gittim hastaneye Genel Cerrahide yatış işlemlerimi tamamladım. odam belirlendi. Katı gıdalara o akşam itibari ile sonlandırmam ve cumartesi sabahı itibari ile sıvı gıdalara başlamam tembih edildi. Cuma gecesini dostlarla vur patlasın çal oynasın geçirdik :) Berk -Ömer - Berna - Kıymet... Teşekkürler şahane bir veda gecesiydi :)
----- Pazar günü önce annem ve babam İzmit'ten geldi. Sonra refakatçim olacak arkadaşım da köpüşü Ceny ile geldi. Çünkü Ayten benle kalacak , Ceny ise kankası benim oğlum Face ile benim evde kalacaktı. BAbam da onlara bakacaktı :) Annem çok daha duygusal olduğundan refakatçi kalmasını tercih etmedim. evde son rötüuşları hazırlıkları tamamlayıp bavulumuzu alıp atladık arabaya düştük hastane yollarına. Odamı yerleştirdim önce..
Fenerbahçe atkım, tablet bilgisayarım, kitaplarım... :) 3lü prizli uzatma kablom dahil eksiksiz gelmiştim :D.. Sonra kafeteryada çorba içmeye indik. Ve annemle babamı eve yolladım, sabah gelirsiniz dedim. gittiler..
Gece 12ye kadar içmem ve barsakları yumuşatmam için 1,5lt sıvıya bir çeşit müshil koydurdular.. Tuttu furuttili :)) Onu içtim bitirdim. Arada tavuk suyu çorba da içtim. tanesiz.. berrak.. 12 de yeme içme STOP!!! damar yolu açtılar. serum taktılar. sonra uyku.. Sabah 6,5 civarı refakatçileri dışarı aldılar. Sabah viziti başladı. Sonra Dr gelip seni hazırlasınlar ameliyata alalım dedi. Annemi aradım. Dedim neredesiniz? Kahvaltı ediyoruz dedi. Normal :D çünkü 8 de alacaklar ameliyata sanıyorlar. Dedim bence gelin siz. alıyorlar birazdan beni.. Annem panik halinde babama durumu anlatmış yola koyulmuşlardır eminim. Ama yetişemediler :( Üzüntüm kendim için değil onların beni göremeden dışarıda beklediklerini bildiğimden. operasyona gırgır şamata indim. Ameliyathane yanında sedye üzerinde beklerken artık tek yapabileceğiniz önce Allah'a sonra doktorlara emanet edip kendinizi bildiğiniz tüm duaları okumak.. Dua iyidir. severim ben.. Operasyonum tahminimizden biraz uzun sürmüş. Ben ayıldığımda öylesine üşüyordum ki sedyeden düşecek kadar titriyordum. Sağolsunlar uyandırmada sıcak havalarla ısıttılar. titremem geçince de Cerrahiden görevli arkadaşı çağırıp kata yolladılar. Gayet iyiydim. Hala hafif narkoz etkisinde güle sırıta girdim Cerrahi katına sedye tepesinde, el sallaya konuşa.. Odama götürdüler.
Operasyonum zaten Laparoskopikti.. yani karın bölgemde 5-6 delikten yapılmıştı. Ama yine de büyük ve zorlu bir operasyondu.. ilk gün odaya gelişim 4 civarıydı. sonrası uyur uyanık. ne konuştum ne dedim çok anımsamıyorum. Sadece bir ara giyidim :) sürekli çıplak yatmadım. Ayten giydirdi sağolsun. Sonra yine uyudum sanırım. Salı günü benim doğum günümdü.. Mecazi anlamda değil gerçek anlamda :) 29 Mayıs doğumluyum.. Aslında opere olduktan yaklaşık 8-9 saat sonra doğmuştum 30 küsür sene önce :) Sabah annem ve babam ellerinde doğum günü pastası ile geldiler odaya. ben hala tam ayık değildim aslında :) elbette o pastadan ben yemedim. KOmşularımıza personele ikram edildi. Afiyet olsun (yaramasın!) ... Sonrasında obezite cerrahisi sayesinde tanıştığım dostlarımdan 4ü geldi. Yine ellerinde pasta ile! Bunlar daha insaflıydı. 1 dilim pastaya kibrit çöpü saplayıp onu yakmışlardı. 2 kez dilek diledim. ikisinde de sağlıklı olmayı diledim. Umuyorum ki sağlamasını yaptığım bu dilek dutacak..
ilk gün anlamamıştım ama 2. gün ve gecesinde beni mahveden tek şey burnumdan gırtlağımı geçerek mideme giden Nazo Gastric hortumdu! Allah'ım kabus! Halil hocam 3.günde büyük ihtimal çıkaracağını söyledi. O gece acıdan ağladım :( Ama operasyonun acısından değil. Yutkunurken tahriş olan gırtlağımın acısından.. :( Yazının sonunda unutursam şimdiden yazayım benim için ameliyatın en zor şeyi bu Nazo Gastric hortumdu! yutkunmak, konuşmak.. Bu arada 2. günde sabah sondam çıkarıldı. Sonra yürütüldüm. Batın bölgesi ameliyatlarında barsaklar durduğu için bol yürümeniz ve gaz çıkarmanız isteniyor. Her vizitte doktorların gaz çıkışı oldu mu soruları önce komik gelse de sonra ne kadar önemli olduğunu kavrıyorsunuz. Ve yattığınız yerde ciğerleriniz için yapmanız gereken egzersiz ise içinde 3 top bulunan solunum aletini üflemek, içinize çekmek.. Ciğerlerdeki balgam temizlenmeli... rahat nefes için şart. Ama hortumla zor..
Veeee 3. gün! Görüldüğü üzere o nefret ettiğim hortumdan kurtuldum. Yemin ederim gözüm açıldı! Meğer bulanık görüyormuşum. Halil hocam hortumu çekti cam gibi görmeye başladım :D Bu belki sadece bana özel bir durum olabilir. Belki psikolojiktir bilemem. Ama dünya varmış dedim... kalkıp tek başıma yürüdüm.. tuvalete gittim. gaz çıkardım :))) GErisi rutin.. serumlar.. iğneler.. ateş ölçmeler.. tansiyon ve nabız ölçmeler.. sonra gece olması.. uyuma vs vs.. :) Bu arada ne acıkıyorum ne susuyorum. Hayat yine bana güzel :D rahat böyle.. o kadar çok serum yiyorum ki habire wcye kalkıyorum.. Sabah vizitinde Halil hocam perşembe günü metilen mavisi denen boyar maddeyi içeceğimi sonra da filmimin çekileceğini , kaçak testi yapılacağını söylemişti. Ama yine de Cuma taburcu edeceğini eklemişti.
4. Günden herkese merhaba.. diğer günlerden farklı olarak bugün mavi dille dolaştım :) Öğleden önce metilen mavisini içtim. Bu arada benim gibi fanatik FENERBAHÇE'li biri için çok büyük keyif :D kolumda sarı vitamin içerikli serum ve lacivert dilimle doğuştan fanatik bebeler gibiyim :)) Öğleden sonra kontras maddeler eşliğinde sızıntı-kaçak testim yapıldı. film çekildi. Operasyonun en kötü ikinci kısmı bu kontras maddeyi içmek diyebilirim. öğğğğğğ!!!!... sonrasında barsak faliyetinizin hızına inanamıyorsunuz! GÜnlerdir açsınız ama ishal oluyorsunuz :) 4. gün wc ve yatak arasında tamamlandı. Hatta bir ara acaba benim barsakları farklı tahliye noktalarına mı bağladılar diye düşündüm :) Ertesi gün taburcu olabileceğini bilmemin ihtimali ile gece uyku tutmadı.. saat 3,5a kadar tablette dizi vs izledim. sonra sabah 5de uyandım :D yani hepi topu 1,5 saat falan uyuyabildim. Sabah 6,5 gibi yine vizitler.. Her içeri dalanda Halil hocam mı heyecanı yaşıyorum. Çünkü o diyecek haydi git yada dur yat biraz daha diye.. Meğer toplantıdalarmış. Öğlene doğru yanıma uğradı, taburcu ol artık dedi. Karnındaki direni çıkarsınlar dedi. Ben de listelediğim sorularımı sordum kendisine. Sonra görüşmek üzere ayrıldı yanımdan.. Kalktım eşyalarımı topladım bavulumu hazırladım Dr bekledim diren çıkarması için. Diren çıkarken hiç bir acı duymuyorsunuz ama içinizden viyykkkk diye kayarak çıkan bir hortumun verdiği hissi kelimelerle ifade edebileceğimi çok sanmıyorum.. hani sesle yüz ifadesi ile belki :D Genç doktorlarımızdan Merve'ye gittim. Taburcu işlemlerimi yaptı. Reçetemi yazdı. Sonra sekreterliğie gittim..İlhan reçete onayımı düzenledi.. Finalde yine Doç.Dr. Halil Coşkun Hocamın yanındayım..
Hocamın yanında 2 katından fazla cüssemle yine de sırıtabiliyorum. Çünkü hayatımda ilk kez gerçekten normal bir fiziğe sahip olabilme şansına bu kadar yakınım! Çok zorlu bir süreç beni bekliyor.. Biliyorum kolay olmayacak. Bu ameliyat kısmı işin en kolay kısmı kalacak.. Ama hazırım.. Haydi BAŞLIYORUZ.....
Operasyon öncesi kilo :147,2... Operasyın tarihi 28 Mayıs 2012.. Bakalım yolumuzda neler neler göreceğiz :) Sevgilerimle..
ÇOK ÖNEMLİ NOT: Hastanede yattığım süre boyunca ziyaretime gelen, telefonla arayan, mesaj gönderen, hediyeler gönderen, varlığı ile duaları ile ameliyatımda ve doğum günümde yanımda olan tüm dostlarıma ve aileme minnetlerimi sunarım. Yüzlerce mesaj geldi. Yüzlerce telefon. Ayten bir ara telesekreter gibiydi, kıyamam :) Hepiniz çooook şahanesiniz.. Hayatımda yaptığım en güzel şey sizsiniz. Muhteşem insanlar biriktirmişim.. :) Seviyorum Sizi!!!! :D